Gözlerde yağmur bulutları olmalı
Sabah işe gitmek için servisin geliş saatini beklerken, birkaç dakika vakit geçirmek için televizyonu açtım. Bundan 40 yıl öncesini konu alan bir dizi film vardı. Üç çocuk babası, emekli bir adam, kanepede uyanınca, kendisine dargın olduğu hâlde, hasta olduğu için gece boyunca başında bekleyen karısını görür yanında. Ona sevgiyle, sitayişle ve mahçup şöyle der: "Sen geldin ya, sen varsın ya çok daha iyiyim. Sen olmayınca ne evin ne de bizim düzenimiz kalmamıştı." Bunları dinleyip seyrederken gözlerimde yağmur bulutları gezdiğini farkettim. Bir şeyi daha farkettim: Öylesine ruhsuz, öylesine hissiz, öylesine maddiyatçı bir hâle gelmişiz ki, şu iki hissî, samimi söz gözlerimizi dolduruyor. Biz ne zaman bu duruma düştük? Nasıl olup da değerlerimizi önemsiz saydık, yok farzettik, unuttuk.. Merhamet, sevgi, saygı, yardım, iyilik, nezaket, nezahet, irfan ne zaman el oldular bize... Kuş evleri yapan bir anlayıştan hayvanları insanlık dışı bir şekilde işkenceyle öldürüp bunun görünt...