28 Şubat 2022 Pazartesi

Sîretler ve Sûretler - Hamal Aydın

"Vay be, ne mükemmel birisi, ne çok şey biliyor!"

İlk intibanız böyledir onun hakkında. Her konuda sarfedilecek sözü, her duruma uygun esprisi, her meselede ünlü bir kişiden verilecek misâli vardır.

Eğer telife değil nakile değer veriyor, araştırmak yerine duyduklarınızla fikir sâhibi olmayı tercih ediyorsanız bu düşünceleriniz uzun süre değişmez. Hatta belki de hiç değişmez; zira o kişinin sarfettiği sözlerin, serdettiği fikirlerin kendisine ait olmadığını, sâdece oradan buradan derlenerek nakledildiğini anlamazsınız. Her hârikulâde sözü, -âmiyane tâbirle- yerine cuk diye oturan vecizeleri o kişinin zanneder, böylece az bilmekten neşet eden bu illüzyonun devamına çanak tutarsınız.

Kendi yaşadıklarını ve öğrendiklerini beyninde harmanlayarak kendine ait telif fikir üretemeyen ve başkalarının üretimini taşıyan böylelerine "hamal aydın"dan başka ne denilebilir ki...

Hamal aydın, çevresinde kendisinden daha zeki, daha becerikli, daha kâbiliyetli kimselerin olmasını istemez; zira bu, haketmediği rütbesini tehlikeye atar. Bu yüzden çevresinde dâima orta seviyede insanlar bulundurur, çevresini bu insanlardan kurar. Ezkaza kendisinden daha kâbiliyetli birisi ile karşılaşırsa, onu çevresinden uzak tutmak için elinden gelen gayreti gösterir. O kişi ile istemeden kendi çevresi içinde bulunmak gafletine düşmüş ise, o kişinin kâbiliyetinin ortaya çıkmaması için ilgili kâbiliyet konusunu asla dillendirmez, dillendirilecek olursa derhal konuyu değiştirmeye çalışır. Eğer bunda başarısız olursa son sürat konuyu değiştirmek için çâreler arar. Hamal aydın kurnazdır.

Hamal aydın, pratiğe yönelik hazır reçeteler veren şunu yapma sanatı, bunu başarma sanatı gibi isimleri olan kitaplara pek bir düşkündür. Bunlardan öğrendiği teknikleri hayatına uygular, her hareketini şablonlara uygun icrâ etmeye dikkat eder. Hamal aydın taklitçidir.

Başkalarına nasıl görüneceğine özellikle dikkat eder ve her dâim kontrollü bir sâkinlik elbisesi taşır üstünde. Öylesine titizlikle uyar ki bu "tavsiye edilmiş sâkinliğe" kimisi onu derviş meşrep bulur, kimisi ağırbaşlılığından sitâyişle bahseder. Eğer birisi, ondaki bu yapmacık mollalığı yıkacak bir söz sarfeder, bir harekette bulunur ve sukûnet kılıfı yırtılırsa o an  bir ergenin fütursuzluğu içinde en gâliz yıkıcılığı sergilemekten çekinmez. Hamal aydın iki yüzlüdür.

Egosunu tatmin edebilmek için her dâim etrafında kendisini ululayacak bir yarı-câhil zümresi bulunmasını ve bu yarı câhillerin sayısının artmasını ister.  Onun için inançlar, düsturlar, fikirler değil bu yarı câhil dalkavukların mevcûdiyeti ve kendini ululamaları önemlidir. Bunun için her fikre, her meşrebe uygun görünmeye, renksiz, tarafsız ve biçimsiz olmaya özen gösterir. Etnik aidiyetine, içinde sayıldığı dine karşı en gâliz hücumları bile bir sağırmışçasına dinler, gerekirse arada bir "evet, tabii" gibi karşısındakinde zımnen kabûl fikri uyandıracak lâkırdılar etmekten çekinmez. Hamal aydın alaca-bulacadır.

Hiçbir konuda derinlemesine bilgi sâhibi değildir. O sâdece kabuklarla ilgilenir. Zira en harcıâlem bilgi kırıntıları en kolay kabukta bulunabilir. Etrafında topladığı yarı câhil zümre de hiç bir zaman özle ilgilenmeyip sâdece dış görünüşle alâkadar olduklarından hamal aydının arka arkaya sıraladığı "magazinel" spotlar pek bir hoşlarına gider. Hamal aydın derinliksizdir.

 Nabza göre şerbet veren, herkese hoş görünmek gayreti içinde olan, egosunu herşeyin üstünde tutan bu çakma bilgeden bugüne kadar en az bir tâne görmüşsünüzdür; dilerim başka da görmezsiniz.

22 Şubat 2022 Salı

Nihâvend

Pek çok kişi gibi ben de pek bir severim nihâvend makâmını. Hâfızasında bu makamdan üç beş şarkı olmayan kimse yoktur desem yeridir. Kimseye etmem şikâyet, gizli aşk bu söyleyemem derdimi, ellerim böyle boş boş mu kalacaktı, gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, hatırla ey peri o mesut geceyi, yemeni bağlamış telli başına, gönül nedir bilene gönül veresim gelir, bahar bitti güz bitti, yine bu yıl ada sensiz ... Çok sevilen ve çok bilinen nihâvend şarkılardan bâzıları. Yeri gelir gönül telinizi titretir, yeri gelir içinizi fıkır fıkır kaynatır; böyle bir makamdır nihâvend.

Musiki ile tedâvi konusunda ilmî çalışmalar yapmış ve bu konuda bir kitap da yazmış olan etnomüzikolog Rahmi Oruç Güvenç, nihâvend makâmının toprak-ateş tabiatlı ve sıcak-kuru yapıda,  öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisinin fazla olduğunu;  kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkili ve kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalı olduğunu, kuvvet ve barış duygusu verdiğini ve akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler mevcut olduğunu belirtmektedir.(*)

Çok sevmeme rağmen nihâvend makâmını hep "batılı" bulmuşumdur. Ancak dinlediğim bir kaç şarkı bu düşüncemde gedik açmıştır. Bunlardan birincisi Hacı Ârif Bey'in  "Vücûd ikliminin sultanı sensin" şarkısıdır.

Vücud ikliminin sultânı sensin
Efendim derdimin dermânı sensin
Bu cism-ü na-tüvânın cânı sensin
Efendim derdimin dermânı sensin.

Bu şarkı,  nihâvendin "bizim coğrafyamıza" aidiyetini hissettirir, "buralı" olduğunuzu hissedersiniz. Kendinizi kendinizde bulursunuz velhâsıl.

İkincisi yine Haci Ârif Bey'in "Bakmıyor çeşm-i siyah feryâde" şarkısıdır.

Bakmıyor çeşm-i siyâh feryâde, 
Yetiş ey gamze yetiş imdâde. 
Gelmiyor hançer-i ebrû dâde, 
Gel ne korkarsın ecel sîmâ-yı zerdimden benim, 
Kurtar allah aşkına dünyâyı derdimden benim. 
Yetiş ey gamze yetiş imdâde.

Bu şarkıyı her dinleyişimde, cumbalı evlerin kucakladığı daracık sokaklarıyla eski İstanbul canlanır hayalimde; hem de İstanbullu olmadığım, hayal ettiğim zamanları yaşamamış olduğum hâlde. Böylesine tesirlidir bu şarkı. 

Üçüncüsü, güftesi İlkan San'a ait Erol Sayan'ın "sizden biri" şarkısı olmuştur.

Şu gönlümü yaralayan,
Bu bahtımı karalayan,
Beni dertten derde koyan,
Sizden biri, sizden biri.

Hep aranan, hep özlenen,
Gelir diye yol gözlenen,
Öldürse de çok sevilen,
Sizden biri, sizden biri.

Ne dedimse inanmadı,
Ne yaptımsa anlamadı,
Gözlerimde yaş koymadı,
Sizden biri, sizden biri.

Erol Sayan'ın bütün şarkılarının nev'i şahsına münhasır olduğunu bu şarkı matematik bir kesinlikle anlatır. Öylesine bir nihâvenddir ki sanki bütün makamlar onda mündemiçtir.

Bugün dördüncü gediği açan bir şarkı daha dinledim: Güftesi Rıza Savaşkan'a ait Emin Ongan'ın Nihavend şarkısı. 

Gül kokan, sünbül kokan şebtâbı sensiz neyleyim 
Nevbahârı, gülşeni, mehtâbı sensiz neyleyim 
Olsa da devreyleyen peymâneler âb-ı hayat 
Sevdiğim ben ol şarâb-ı nâbı sensiz neyleyim.

İbrahim Suat Erbay'ın eşsiz icrâsı bu şarkıyı daha bir mutantan hâle getiriyor. Emin Ongan'ın bestecilik kudretini ifâde ediyor ve hepsinden önemlisi nihâvend Türk olduğunu ikrâr ediyor.

---------------

Meraklısına notlar ve bağlantılar

(*) https://tumata.com/muzik-terapi/turk-muzigi-makamlari-ve-etkileri/

Vücûd ikliminin sultanı sensin şarkısının Nesrin Sipahi icrâsı - https://www.youtube.com/watch?v=5rKVrevFzPo 

Bakmıyor çeşm-i siyâh feryâde şarkısınınHamiyet Yüceses icrâsı - https://www.youtube.com/watch?v=u0K-e3uDeds

Sizden biri şarkısının Serap Mutlu Akbulut icrâsı - https://www.youtube.com/watch?v=-VRAnnsPH3U

Gül kokan sünbül kokan şarkısının İbrahim Suat Erbay icrâsı - https://www.youtube.com/watch?v=DcxiyWnV35c


TDV İslâm Ansiklopedisi'nde nihâvend makâmı için oldukça teferruartlı bilgiler yer almaktadır.

Çok özet olarak şu bilgileri aktarayım:

Nihâvend makamı bûselik makamı dizisinin rast perdesine göçürülmesiyle elde edilmiş, buna göre dizisi, rast perdesindeki bûselik beşlisine nevâ perdesinde kürdî ve hicaz dörtlülerinin eklenmesiyle oluşmuştur. Güçlüsü beşli ile dörtlünün ek yerindeki nevâ perdesidir. Nihâvend makamı dizisi Batı mûsikisi bakımından sol minördür. 

https://islamansiklopedisi.org.tr/nihavend--musiki

Tarihi Sultan Sofrası - Mardin

 Mardin Kalesi'nin eteklerinde kurulmuş eski Mardin'de 1 Numaralı Cadde üzerinde kasaplar çarşısının girişinde yer alan bir esnaf lo...