Hangi sebeple vazgeçilmez bir aşk duyuyorum ona bilmiyorum; uzun zamandan beri böyle. Ama bitti işte. Sonbahardı, hazandı derken bitti. Yağmurlar gitti ve kar geldi.
Neler geliyor aklıma hazan denildiğinde bir bilseniz...
Çocukluğum geliyor mesela.
Sarının binbir tonunun kahverengiye ve toprak rengine yolculuğu geliyor.
Sıcacık bir soba başında geçirilecek zamanlara hazırlanmak geliyor.
Ayvaların serhoş edici kokuları geliyor.
İncecik yağan yağmurda babamın ceketinin altına beni saklaması geliyor.
Sonra çocukluktan gençliğe geçiş zamanlarımın bana hazanla hüznü sevdirmesi geliyor aklıma. Gurbetle ilk aşkın yakıcı vâdisindeki yağmurlara iptilam geliyor.
Kurtuluş Parkının sonbahar elbiseli hâli geliyor.
Nihâyet hayatımın sonbaharında kendimi kandırışlarım geliyor.
Bunlar bir film şeridi gibi geçerken içimden, uzaklardan acemkürdî bir vazgeçiş şarkısı çalınıyor kulağıma.
Farzet bir rüyaydı, uyandım bitti
Farzet bir hayaldi kayboldu gitti
Farzet gözlerim bir oyun etti
İki gözüm seni görmedi farzet. (*)
Gençlik yıllarımda, o sonbaharına yaklaşırken tanıdığım rahmetli Necdet Tokatlıoğlu geliyor aklıma. Son olarak İstanbul'a giden bir uçakta yaptığımız kısacık sohbet geliyor. Sonra zemherinin mechul ülkesine göçü merhumun.
Anlıyorum ki her vazgeçişin bir şarkısı olmuyor.
Kasım biterken hazanın sona erdiğini bilmek gerek. Bâzen bir ara veriş bitişin ihtarnamesini getirir. Belki de ara verişlerden mülhemdir aralık ay'ının ismi.
Aralık gelince hazan biter ve hazanla birlikte kimi umutlar, kimi bekleyişler... Gerçek ruhunuzu ısıran bir soğuk olur da hakikatlerin içtimasında arzı endam eder.
Kış başlıyordur, anlarsınız.
---
(*) Güftesi Ali Tekintüre'ye, bestesi Necdet Tokatlıoğlu'na ait acemkürdî makamında şarkı.
9 Aralık 2019 Pazartesi
Kebapçı Hacı Halit - Diyarbakır
Diyarbakır Ulu Camiini ziyaretim esnasında acıkınca, etraftaki birkaç esnafa yemek yiyebileceğim iyi bir esnaf lokantası sordum ve hepsind...
-
Bâzı anlar vardır ki gördüklerinizi başkaları da görsün, duyduklarınızı başkaları da duysun, tattıklarınızı başkaları da tatsın istersiniz....
-
Anadolu'dan geçen ticaret yolları üzerinde, kervanların emniyetle konaklayabilmeleri ve ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için...
-
Eskiler, cehâletin üç türünü târif etmişler: Cehl-i basit, cehl-i mürekkeb ve cehl-i mîkab. Bunlardan cehl-i basit, adından da anlaşılaca...
-
Benim de mezunları arasında bulunduğum Yenişehir Sağlık Koleji(*) mezunlarından bir kısmının katıldığı birkaç günlük bir gezi vesilesi ile M...
-
Sıhhiye'den Ulus'a giderken ve Ulus'da gezerken, bâzı binalar muhakkak dikkatinizi çekmiştir: Ankara Radyosunun binası ile Numu...
-
Târih içinde Ankara'nın Ankara Kalesi'nin eteklerinde var olduğu bilinmektedir. Kale eteklerinde şu an Altındağ Belediye binasın...
-
Yağmurlar Şâir Bahaettin Karakoç'un " Hani beklenmedik yağmurlar vardır, Ansızın bastırıp çabucak giden. " mısralarında ded...
-
Yaylı tanbur ile nihâvend bir taksim dinlerken, akşamüstü çınar yaprakları arasından gördüğüm lâciverd gökyüzü düştü aklıma gecenin bir vakt...
-
Mersin'e bağlı ve Türkiye'nin neredeyse en güneyinde yer alan, Akdenizin kenarındaki bu küçük ilçe ismiyle gayrı-müsemma bir yer; z...