İstanbul hâlâ Dersaadet mi?
Dün akşam "yayla çalınan tanburla" (*) icra edilen müzik dinlemek istedim. Âdet olduğu üzere, bir video paylaşma sisteminde arama yaptığımda karşıma 19.04.2016 tarihli " Sadun Aksüt | Bir Üstad Bir Saz: Yaylı Tanbur " adlı bir yayın çıktı. Üstad Sâdun Aksüt'ün anlattıklarını dinlemeye başladım. Üstad, felâket derekesindeki trafiği sebebiyle artık İstanbul'da araba kullanamadığını söyledikten sonra, İstanbul'a dâir bir şiirini okudu. 2004'te yazılmış şiirinde Aksüt şöyle diyordu: Bu şehir Artık benim bildiğim İstanbul değil. Ne Kalamış'dan huzur alınır Ne Marmara'nın koynuna girilir Geçmişdeki hoş geceler Körfez'deki dalgın sularda kaldı Baksak da göremeyiz Sahilleri kirlilik aldı. Bunu dinlerken aklıma Necip Fâzıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiiri geldi. Sultan'üş şuara (**) "Canım İstanbul" şiirinde, Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. dedikten sonra Ana gibi yar...