7 Ocak 2020 Salı

Gözlerde yağmur bulutları olmalı

Sabah işe gitmek için servisin geliş saatini beklerken, birkaç dakika vakit geçirmek için televizyonu açtım. Bundan 40 yıl öncesini konu alan bir dizi film vardı. Üç çocuk babası, emekli bir adam, kanepede uyanınca, kendisine dargın olduğu hâlde, hasta olduğu için gece boyunca başında bekleyen karısını görür yanında. Ona sevgiyle, sitayişle ve mahçup şöyle der: "Sen geldin ya, sen varsın ya çok daha iyiyim. Sen olmayınca ne evin ne de bizim düzenimiz kalmamıştı." Bunları dinleyip seyrederken gözlerimde yağmur bulutları gezdiğini farkettim. Bir şeyi daha farkettim: Öylesine ruhsuz, öylesine hissiz, öylesine maddiyatçı bir hâle gelmişiz ki, şu iki hissî, samimi söz gözlerimizi dolduruyor.
Biz ne zaman bu duruma düştük? Nasıl olup da değerlerimizi önemsiz saydık, yok farzettik, unuttuk.. Merhamet, sevgi, saygı, yardım, iyilik, nezaket, nezahet, irfan ne zaman el oldular bize...
Kuş evleri yapan bir anlayıştan hayvanları insanlık dışı bir şekilde işkenceyle öldürüp bunun görüntülerini "sosyal medya" denilen çöplükte paylaşmak bataklığına nasıl geldik..
Katolik zulmünden kaçan Musevilere kucak açmak derecesinden, ölüm korkusundan ülkemize sığınan müslümanları kovmaktan bahseden derekeye nasıl düştük..
Aşk gibi bütün çirkinliklerden âzade bir kelimeyi, "magazin ünlüleri"nin gayrı-meşru münasebetlerini  meşru gösterebilmek için "aşk yapmak" olarak vasıflandırmak hamakatına nasıl düştük...
Cehaletinden utanmadığı gibi gülerek karşılayan bir nesli nasıl eğittik...
İhtiyar birisi yanında ayakta zor dururken yayılarak oturan gençliği nasıl mankurtlaştırdık...
Nasıl, nasıl bu hâle geldik?
Ölüme, zulme, adaletsizliğe, ahlâksızlığa karşı bu kadar vurdumduymaz olmayı nasıl "başardık"!
Hayır, bu gidiş iyi bir gidiş değil. Bu hâl, hâl değil.
Bir güzel söz, bir sıcak sevgi buğusu içini titretmeli. Gözlerinde yağmur bulutları olmalı "insan"ın.
Eğer o bulutlar sizin diyara hiç uğramıyorsa ruhsuz bir şey gibi yok oluşu beklemekten başka bir şey kalmamıştır sizin için; ölüm bile.



Kebapçı Hacı Halit - Diyarbakır

  Diyarbakır Ulu Camiini ziyaretim esnasında acıkınca, etraftaki birkaç esnafa yemek yiyebileceğim iyi bir esnaf lokantası sordum ve hepsind...