14 Mart 2024 Perşembe

Bulanık Suda Avlananlar - Kuantum

 Zaman zaman belli kelîmeler, mefhumlar "moda" olur, her bir şeyin o'nlusu çıkar meydana. Kuantum gibi.

Kuantum (quantum) kelîmesi Latince'de "ne kadar" anlamına gelmektedir. Kelîme için TDK sözlüğünde "Belirli değer alabilen küçük miktar, nicelik." karşılığı verilmektedir.

Kuantum mekaniği veya kuantum fiziği ise atom altı parçacıkları (quark) inceleyen bir temel fizik dalıdır. Hâl böyle olmasına rağmen, pek çok alan, pek çok iş kuantumla ilişkilendirilmeye, böylece o işe/alana önem atfedilmeye, en uygun tâbiriyle bulanık suda kuantum balığı avlanmaya çalışıldığı görülmektedir. "Herşeye kuantum" konusuna ilgi duymam, asıl mesleği hemşirelik olan birisinin "yaşam koçluğuna" soyunması, işini sorunca da "kuantum yaşam koçuyum" demesi ile başladı. Daha sonra ünlü video paylaşım kanalında bir medyatik fizikçinin "quantum computing" konulu bir video paylaşımıyla karşılaşınca düşünmeye başladım, acaba bilgisayarın kuantumlusu, kuantum hesaplama yapanı nasıl olur, olabilir diye. Konunun yabancıları için eser miktarda ukalalık yapmak iktiza ederse,  malûm günümüzdeki bilgisayarlar ikilik sayı sistemine dayanan sayısal mantık devreleriyle oluşturulmuştur. İkilik sayı sisteminde sâdece 0 ve 1 vardır. "0 elektrik yok -veya oldukça düşük seviyede var-, 1 ise elektrik var" mantığı bilgisayarlara uygulanmıştır. Elektrik akımı ise esasında bir elektron akışı -veya iletimi- olduğundan esasen çalışma bir atom altı parçacık olan elektrona dayanmaktadır. Başladım düşünmeye "acaba elektrondan başka atom altı parçacıkları nasıl kullanacaklar" diye amma cehaletime verin, bir cevap bulamadım. Bunun üzerine vakti zamanında "herşeye kuantum" garabetiyle bende bu tecessüsü uyandıran allâmenin söylediği hususta birazcık arama yapmak isteği doğdu içimde. Ve de Google yengemizde "kuantum yaşam koçu" diye bir arama yapayım dedim, aman Allahım, neler çıktı karşıma neler! Karşıma ilk çıkan sayfaya girdim ve şu büyük bilimsel (!) ifâdeyi buldum:  "Kuantum koçlarına göre evren bir olasılıklar okyanusudur. Ve bu olasılıklar okyanusunun içinde dünya en güçlü olasılıklardan biridir."

Kuantum astrolojisi de varmış meğer! Bakın bir büyük astrolog ne diyor: "Astroloji bugüne kadar anlatılan kalıpları yıkarak, kollektiften gelen tüm geçmiş zamanlı bilgileri elbette referans alarak, fakat yepyeni bir göz ile "gözlemleyici"nin gücü ve etkisi ile bunları incelemesidir. İşte bu da Kuantum Astroloji'dir."

Mutfakta kuantum, kuantum tıp, kuantum düşünce... ilâahır...

Eğer işinize ne olduğunu açıklayamadığınız, anlamayanların da "kral çıplak" demekten korktukları için soramadığı bir "gizli güç" katmak isterseniz kuantum sizi bekliyor! Kuantum lahmacun, kuantum sevgili, kuantum eğitim sistemi, kuantum moda... Dilediğiniz her işe, her alana kuantum etiketini yapıştırabilirsiniz. Nasıl olsa sorup sorgulayan yok. 

"Herşeye kuantum" deryasında boğulmak üzere iken aklıma seneler önce mekteb-i hukukta okurken bir hocamız söylediği şu okkalı söz geldi: "Saçmalama hakkı herkese aittir.

Doğru söze ne denir...

9 Mart 2024 Cumartesi

Sîretler ve Sûretler - Gri Türkiyeli

Nisbeten zengin, seküler, şehirli ve de "modern" insanlarımız için "beyaz Türk" deniliyor ya, beyazı-zencisi ile hernekadar sentetik ve gerçeklikten uzak bir sınıflandırma olsa da bir sınıflandırma da ben yapayım istedim.  Bu arada, "Türk" kelîmesinin kötü, yanlış ve aşağılayıcı bir nitelendirmeye tâbi tutulmasını doğru bulmadığım için Türkiyeli demeyi münâsip buldum. Buyrun size "Gri Türkiyeli"

Lahmacunu bir "alt seviye" yiyeceği olarak görür. Ama İtalyanların "pizza"sını pek bir âfiyetle mideye indirir.

Sucuk ve pastırma denilince "ıyyy" diye bir ses çıkararak yenilemez bir şey olarak vasıflandırır ama salam, sosis ve jambon olunca bayılarak yer.

Kebap denilince "yahu şehirleri kebap kokularıyla doldurdular" diye şikayet eder ama yağda kızartılan tavuk eti ve -közde değil- alevde pişirilen hamburger köftesi söz konusu olunca yumulur.

Kurufasulyeyi "halk yiyeceği" olarak görür ama içinde fasulye ezmesi olan "bean burger"i yalamadan yutar.

Baklavaya burun kıvırır ama hamuru yağda kızartıp üzerine şeker serpilerek yapılan "donut"ı lüpletir.

Tulum peynirini, çömlek peynirini bilmez ama "parmesan"ı ve "mozzarella"yı pek bir bilir.

Arabesk müziği acıların müziği diye aşağılar ama sevmese de dinlemek zorunda olduğu "blues" müziğin "blue"sunun hüzün anlamına geldiğinden bîhaberdir.

Yandan çarklıyı ve kakuleyi bilmez ama "mocha"yı ve "latte"yi bilir.

Bize ve bu toprağa ait şeyleri alaturka diyerek küçümser. Ya "alaturka"nın Türk usûlü, tarzı  olduğunu bilmeden yapar bunu ya da Türk'e karşı içindeki bastırılmış düşmanlığından.

Hiçbir bayram namazında câmiye yolu düşmemiştir ama noel ayininde İsitklal Caddesindeki kilisede görülmüşlüğü vardır.

Kendisi gibi düşünmeyeni dışlar, ötekileştirir. Demokrasi "kendisi gibiler" için geçerli bir şeydir. Laikliğin ne olduğunu bilmeden "laik", demokrasinin ne olduğunu bilmeden "demokrat"tır. Velhasıl okumadan, bilmeden fikir sâhibidir.

Türkçe'ye Arapça ve Farsça'dan girmiş ve artık Türkçeleşmiş kelîmelere karşı ırkçı bir düşmanlık içindedir ama batı lisanlarından girmiş kelîmelere karşı bir anne şefkati içindedir. Yetmez, yeni kelîmeler sokmaya çalışır.

Bomboş beynini ve pusulasız ruhunu markalı şeylerle ve afili görüşünüyle gizler. Muhtevaya değil biçime önem verir.

Bir veya birkaç konuda allâme olduğu imajı hâkimdir. Bu imajını kaybetmemek ve cehâletini gizlemek için kendisine soru sorulmasına izin vermez, gerektiğinde hastalıklı bir saldırganlık sergilemekten çekinmez.

Gri Türkiyeli'nin âmentüsü "Biz adam olmayız abi!"dir.

7 Mart 2024 Perşembe

Bozyazı - Mersin

Mersin'e bağlı ve Türkiye'nin neredeyse en güneyinde yer alan, Akdenizin kenarındaki bu küçük ilçe  ismiyle gayrı-müsemma bir yer; zira mâvinin kenarında yeşilliğin hüküm sürdüğü bir yer burası.

Bozyazı Belediyesi'nin internet sayfasında yer alan bilgilere göre burasının M.Ö.3.binyılda Luwi kavimlerinin yaşadığı Tarhundaşşa Kralığının sınırları içinde bulunduğu,  Asurlular zamanında bölgeye Queadı adının verildiği, M.Ö.7.yy.da bir Samos kolonisi olduğu, 7.ve 6.yy.da Fenikelilerle ticaret yapan önemli bir liman kenti olduğu, daha sonra Roma döneminde Kommagene Krallığına verildiği, M.S.260’dan sonra kıyıların Pers ordularının eline geçtiği, bilahare Doğu Roma egemenliğinde kaldığı, nihayet 1228'de 1. Alaaddin Keykubat zamanında Selçukluların ve daha sonra Karamanoğulları’nın hâkimiyetine girdiği, 1487 yılından itibaren de Osmanlı topraklarına katıldığı belirtilmektedir.

Bu bilgilere göre Nagidos yerleşiminin, Akdeniz deniz ticâret yolu üzerinde bir yer olması hasebiyle kozmopolit bir yapıda olması gerektir.

Bozyazı - Doğu tarafından şehrin görünümü

Paşabeleni Tepesi

Paşabeleni Tepesi'nden Nagidos Adası

Şehrin merkezinde yer alan ve Paşabeleni adı verilen tepede ve bu tepenin karşısında yer alan küçük adada Nagidos antik kenti kalıntıları bulunmaktadır. Kimileri savunma refleksiyle açıklasa da, eski yerleşim yerlerinin yüksek tepe yamaçlarında olmasını, eskilerin hayatın özüne bizlerden daha yakın oluşuyla açıklamayı daha doğru buluyorum. Zira, tepe yamaçlarında evler biribirinin önünü kapatmaz. Böylece her bir ev güneşten, rüzgardan ve manzaradan faydalanmış olur. Bir de şimdiki Bozyazı yerleşmesine bakıyorum da... Dağların çevrelediği bir düzlükte yapılan evler ne denizi görebiliyor, ne yakıcı yaz sıcağında rüzgar alabiliyor. Üstüne üstlük verimli tarım arazileri betonla kaplanıyor. Oysa bu düzlüğe hâkim tepelerin yamaçlarına yapılmış olsaydı evler, her bir evin deniz manzarası olur, her bir ev diğer evlerin arasında boğulmaz ve her bir ev tatlı rüzgarlarla buluşurdu.

Düzlüğe ev yapmanın yanında, betona karşı da dayanılmaz bir arzumuz var. Oysa bölgede bolca bulunabilen taşla yapılan evler ne kadar güzel olurdu. Nitekim geçmişten kalan birkaç "betondan münezzeh" eve tesadüf ettim. Aşağıda fotograflarını göreceğiniz bu evler taştan yapılmış. Yapımında bağdadî, hımış gibi teknikler kullanılmış, ahşap cumbalarında, ahşap pencere korkuluklarında ve ahşap kepenklerinde sanatkarâne birer üslûp kullanılmış. Hatta bacaları bile özenip bezenilerek yapılmış. Bu evler ne yazık ki yıkılmaya terkedilmiş. Birkaç yıl sonra bunların yerinde de betondan çirkin binaların yükseldiğini göreceğimiz neredeyse kesin.

Bozyazı merkezde, Merkez Camii'nin hemen karşısında yer alan 3 katlı ev

Bozyazı merkezde, Merkez Camii'nin hemen karşısında yer alan 3 katlı evin bir başka görünümü

Bozyazı merkezde, Merkez Camii'nin hemen karşısında yer alan 3 katlı evin bir başka görünümü

Paşabelenin'nden iniş yolunda sağ taraftaki metruk ev


Paşabelenin'nden iniş yolunda sağ taraftaki metruk ev

"Makıf" olarak bilinen yerde Hocacıkoğlunun evi

"Makıf" olarak bilinen yerde Hocacıkoğlunun evi
(Bu evin cephesine büyük bir siyasî parti afişi asıldığından, evin cepheden tam bir fotografını çekemedim)

Hocacıkoğlunun evinin cumbası

Hocacıkoğlunun evinden kepenkler

Merkezdeki 3 katlı evin çatı saçağından ayrıntı

  
Paşabeleni'nden inerken yolun sağındaki evin bacaları

Paşabeleni'nden inerken yolun sağındaki evin ocağı

Hocacıkoğlunun evinden pencere ayrıntısı

Bozyazı'da en ilginç yapılardan birisi Merkez Camii. Deniz kenarına yapılmış bu Cami, ilginç minareleri ve ferah iç yapısıyla mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Bozyazı'da tabii güzelliklerin yanında birçok tarihî eseri görmek de mümkün. Bunlardan belki de en önemlisi şehrin doğu tarafında 150 metre râkımlı bir tepede bulunan Softa Kalesi. Henüz tepeye çıkarak gezemediğim bu kalenin ve diğer bâzı yerlerin bilgilerini ve fotograflarını gezdikten sonra ilâve edeceğim.
Batıya doğru şehri gezdikçe eski bir yapının tonozlu kalıntısına, bir su kemerini kalıntısına veya bir sütün taşına rastgelmeniz çok muhtemel. Henüz vahşî turizmin keşfedemediği Bozyazı hâlen bir Akdeniz köyünün özelliklerini kısmen de olsa taşıyor.
Vahşî turizm keşfedemese de, denizi gerçek anlamda sevmeyen, onu bir "çimme aracı", kenarında ev sâhibi olmayı mârifet sayanlarca ne yazık ki Bozyazının deniz kenarı "site"lerle doldurulmuş durumda. 

Tarihi Sultan Sofrası - Mardin

 Mardin Kalesi'nin eteklerinde kurulmuş eski Mardin'de 1 Numaralı Cadde üzerinde kasaplar çarşısının girişinde yer alan bir esnaf lo...