25 Kasım 2018 Pazar

Çengelhan - Ankara



     Anadolu'dan geçen ticaret yolları üzerinde, kervanların emniyetle konaklayabilmeleri ve ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için pek çok kervansaray inşa olunduğu gibi, şehirlerde de ticarî faaliyete yönelik şehiriçi hanları inşa olunmuştur. Ankara ve çevresinin dericilik, tahıl ve üzüm üretimi yanında, Ankara keçisi tiftiğinden “ sof” üretim merkezi olması sebebiyle Ankara’da da pek çok şehiriçi hanı bulunmaktaydı.
     Şu an Altındağ Belediyesi binasının bulunduğu Samanpazarı’ndan kaleye doğru çıkan Koyunpazarı Sokak civarında Pirinç Han, Safran Han, Ağazâde Han, Bâlâ Hanı, Rençber Hanı, Çukurhan, Çengelhan, Yenihan, Kurşunlu Han, Mahmut Paşa Bedesteni gibi onlarca han bulunduğu için bu bölge “hanlar bölgesi” olarak, Koyunpazarı Sokağının üst ucunda yer alan meydan ise At Pazarı olarak bilinmektedir. Çengelhan, At Pazarı denilen bu meydanın batı tarafında yer almaktadır. Çengelhan’ın ana kapısı üzerinde bulunan kitabesinde sülüs hat ile ve iki satırda dört kartuş içinde:

“Tamam oldu çün binâsı bu hânın
Sarayıdır hakikat kârbânın
Tamam olduğun görüb didi dil
Melih’ül-hayr tarihin bu hânın”
Yazmaktadır.
     “Melih’ül-hayr tarihin bu hânın” cümlesinden anlaşıldığı üzere, hanın yapım tarihini belirtilen ibâre, مليح الخير (melih’ül-hayr) olup; bu ibârenin ebced hesabında karşılığı 929’dur ve miladî takvimde karşılığı 1522 veya 1523 yıllarına tekabül etmektedir. Dolayısı ile, binanın yapım tarihi 1522/23 M. senesidir. Vakıf defteri kayıtlarına göre Çengelhan’ın bânisi Rüstem Paşa’dır; ki Güzelce Rüstem Paşa olsa gerektir.
     Çengelhan’ın üst kat güneybatı köşe odası duvarında bulunan sıva üstü bir yazıdaki ١١٥٤ (1154 H.) (1741-42 M.) tarihinden Çengelhan’ın 1741-42’de muhtemel bir onarım geçirdiği sonucu çıkarılabilir. Han avlusunda yer alan binadaki bir onarım levha-kitabesinde ise, Hanın, camiinin tamamiyle harab olmasından dolayı 1891-92 M. (1309 H.) yılında bir tamirat geçirdiği belirtilmektedir.
     Zaman içinde oldukça bakımsız ve adeta harap bir hâle gelen, bodrum katı tamamen molozla dolan Çengelhan'ın,Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce restore edilmesi düşünülerek 1992’de bâzı çalışmalar yapılmışsa da, bu girişim akim kalmıştır. Nihayet, Vakıfar Genel Müdürlüğü’nden Rahmi M. Koç Vakfı’nca kiralanan yapıda 2003 yılında restorasyon çalışmalarına başlanılmış ve 2005 yılında restorasyonu bitirilerek Rahmi M. Koç Müzesi (sanayi müzesi) olarak hizmete açılmıştır. Bu restorasyonda, bazı odalar arasında büyük açıklıklar açılarak odalar biribirine bağlanmış, hanın açık avlusu, çelik – cam bir konstrüksiyonla kapatılmış ve batı cephesinin bodrum seviyesine ahşap camekânlı bir bölümün ilâve olunmuştur.
     Bir 16. Yy. hanı olarak orijinal hâli en fazla korunarak günümüze gelebilen hanlardan olan Çengelhan, üst katında mescid bulunan yarım daire kemerli gösterişli giriş birimiyle etkileyici bir yapdır.
     Dikdörtgen plânlı, açık avlulu Çengelhan’ın ana kapısı, kuzeydoğu cephesinin doğuya yakın kısmında ve dolayısı ile asimetriktir. Sivri kemerli ana giriş, önce üst kattaki mescidin zeminini taşıyan ahşap tavanlı bir mekâna ve bilahare duvarları çeşmevari birer nişle hareketlendirilmiş aynalı tonozlu bir koridorla, üstünde kitabenin bulunduğu basık kemerli ana kapıya bağlanır ve avluya ulaşılır. Avlunun etrafı, her iki katta da dikdörtgen ayaklara oturan yarım daire kemerli birer revakla çevrilidir. Avlu çevresindeki revakların örtüsü, beşik tonoz olup; revak kemerlerinin beşik tonozları ile revak aksındaki beşik tonozların kesişme yerlerinde penetre tonoz meydana getirmektedir.
     Revakların gerisinde, kapıları revağa açılan odalar yer alır. Köşelerde yer alan odaların kapıları revakların kesişme noktasında yer alır. Odaların örtü sistemi köşeler hâricinde beşik tonozlu olup; köşelerde, 90 derecelik beşik tonozların kesişimi ile köşe odalarının örtüsü yarım penetre tonozlu oldukça ilginç bir formdadır. Odalarda, birer ocak ve revağa açılan birer pencere bulunur. Güneybatı kanadının güneye yakın ucunda, köşe odasından önce gelen bir koridorla batıya oda cesametinde bir taşıntı yapan bir mekân bulunur. Yine revağın orta kesiminde 3 revak gözünün genişliğinde avluya taşıntı yapan tek katlı bir mekân yer almaktadır.
     Avlunun, batı köşesindeki iki kollu bir merdivenle bodruma inilmektedir. Bodrum, binanın eğimi dolayısıyla Hanın güneybatı kanadının altında yer almaktadır. 8 adet dikdörtgen prizması formunda ayaklara kuzeybatı – güneydoğu aksında beşik tonozlu örtü sistemi oturur. Ayaklar arasındaki kuzeydoğu – güneybatı aksındaki beşik tonozların kesişimi ile muhtelif haç ve penetre tonoz kombinasyonları oluşur. Bodrumun, birisi güney cephenin güneydoğu ucundan Arı Sokağa; diğerleri güneybatıdaki bahçeye açılan kapıları vardır.
     Ana kapının hemen sağında yer alan bir merdivenle birinci kata çıkılır .Bu katta da zemin kattaki gibi revaklar, revak ekseni boyunca uzanan beşik tonozlarla örtülmüş; bu tonozlar yine revak tonozlarıyla penetre tonoz formunda kesişmişlerdir. Revak gerilerinde bu katta da odalar yer almaktadır. Kuzeydoğu cephesi hâriç diğer cephelerde odaların dışarıya açılan ve üstleri yuvarlak kemerli birer küçük pencere açıklıkları vardır. Revağa açılan birer penceresi de bulunan odalarda ayrıca birer ocak nişi de bulunmaktadır. Ana giriş ünitesinin hemen üstünde yer alan mescide 5 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır.
Yapı, oda ve revakları alaturka kiremitli bir kırma çatı ile örtülmüştür.
     Hanın cepheleri, kaba yonu taşı ile kurulmuş olup; birinci kat pencerelerinin altında üç sıra tuğladan bir şerit hatıl bina etrafını dolanmaktadır. Kuzeydoğu cephesinde hiç penceresi olmayıp; kuzeybatı ve güneybatı cephelerde zemin ve birinci kat odalarının dışarıya açılan birer küçük penceresi bulunmaktadır. Güneydoğu cephesinde birinci kat odalarının penceresi varken, zemin kat odalarının bâzılarının penceresi vardır. Bu pencerelerin bâzıları zamanla kapatılmıştır. Pencereler, aynı ölçüde ve aynı düzende olup, cephede söveleri ve lentoları beyaz taştır. Ayrıca pencerelerin üstlerinde alınlıkları tuğla ile sağırlaştırılan birer kemer vardır. Bu kemerler, zemin katta kaş, birinci katta ise yuvarlak formdadır.
     İç mekânda duvarlar, bodrum hariç diğer katlarda dış cephelere göre farklılık gösterir. Zemin katta; odaların, revaklara bakan duvarları zeminden tonozların başlangıç noktasına kadar 2 sıra kaba yonu taşı ve iki sıra tuğla almaşığı ile; birinci katta ise yer yer bir sıra kaba yonu yaş üç sıra tuğla ile ve yer yer de sâdece kaba yonu taş ile kurulmuştur.
     Revakların avluya bakan yüzleri ise, zemin kat kemer ayaklarının yarısına kadar kesme taş, bundan yukarısı ise bir sıra kesme taş üç sıra tuğla almaşığı ile kurularak daha hoş bir görünüm elde edilmiştir. Zemin kat kemerleri bir sıra kesme taş üç sıra tuğla; birinci kat kemerleri ise sıralı olarak zemin kattaki gibi bir sıra kesme taş üç sıra tuğla ve kilit taşı kesme taş olmak üzere tamamen tuğladan çatılmıştır. Oda kapılarının lento üzerleri zemin katta alınlığında aynalı kemer, birinci katta ise kaş kemerle çatılmıştır. Pencere ve kapı lentoları ahşaptandır.
     Belirtilen özellikler yanında birinci kat pencerelerinin dış kemerleri ile revaklara açılan pencerelerinde üç dilimli kemer kullanılması; ana girişte iki kata şamil tek bir kemer tercih edilmesi, üst kata çıkan merdivenin altının masif tutulmayıp adeta sait kemer görünümünde yarım yuvarlak kemerle hareketlendirilmesi, odalarda yer alan ocak nişlerinin üst kısmının birer konsolla dışa taşırılarak, ocak üzerine bir nevi raf olarak işlev görecek şekilde yapılmış olması bu Hanın özenli tasarımını göstermektedir.
     Günümüzde, binanın tümünde duvarlarda sıva yoktur. Ancak, 1741-42 tarih kaydını taşıyan ve üst kat güney köşe odası duvarında bulunan yazının sıva üstüne yazılmış olması, hanın ilk inşaında duvarların sıvalı olabileceğine veya 1741-42 senesindeki tamirat / tadilatta sıvanmış olabileceğine karine teşkil edebilir. Bu yazı gibi sıva üzeri başkaca bir kalem işi süsleme olup olmadığı konusunda elimizde bir veri yoktur. Ancak, bina girişinde bulunan kimi süsleme unsurları bu ihtimalin pek de yabana atılmayacağını göstermektedir. Gerçekten, ana giriş aynalı tonozunun yan duvarlarında yer alan birer stilize servi kabartması ile tonozun üzengi hattındaki süslü konsollar ve yukarıda belirtilen estetik ögeler bu iddianın hiçte yabana atılmayacağını ortaya koymaktadır.
     Kemerlerin tuğla veya taş tuğla almaşığı ile kuruluşundaki özen, basık kemerden aynalı kemere, kaş kemerden üç dilimli kemere ve nihayet oldukça azametli yarım daire kemerler ve bu kemerlerin gölgesindeki aydınlık avlusuna, tamamen tuğla ile kurulmuş tonozların ahengine kadar pek çok unsur göz önüne alındığında, özel olarak bir süsleme unsuruna yer verilmemiş olsa bile Çengelhan'ın mimarî kurgusu esaslı bir estetik beğeni uyandırmaktadır.

Çengelhan'ın restorasyon öncesi avlusundan görünüm

Çengelhan'ın restorasyon öncesi avlusundan görünüm
Restorasyon sonrası revaklardan bir görünüm


Google Harita :  https://goo.gl/maps/Q1KVCg2LWVL2

Tarihi Sultan Sofrası - Mardin

 Mardin Kalesi'nin eteklerinde kurulmuş eski Mardin'de 1 Numaralı Cadde üzerinde kasaplar çarşısının girişinde yer alan bir esnaf lo...