Kış Başlarken

 Havaların iyice soğuduğu şu günlerde kışa dâir düşünceler dolaşıyor içimde.   Acaba kış sâdece bir mevsim midir yoksa başka başka kışlar da var mıdır düşüncesi meselâ... 

Meselâ Murathan Mungan hoşnutsuzluğun ve ayrılığın kışını başlatır Yalnız Bir Opera şiirinde. 

Bakın etrafınıza. Ağaçlar yapraksız, sâhiller ıssız... Bütün renkler ruhunu kaybederek boza bulanıyor. Mevsim olarak kış başladı mı başlayacak mı bilemiyorum. Amma biliyorum ki birşeyler yalnızlaşıyor ve içimizin kışı başlıyor.

Sonbaharı ve kışı pek bir severdim henüz genç olduğum zamanlarda, onlara şiirler yazardım; onlarla dolu. Gerçi genç olduğum zamanların kışı da güzeldi; kar henüz kar gibiydi meselâ. Rengi apak, tertemizdi. Heryeri kaplayacak kadar bol yağardı ve bembeyaz bir örtüyle örterdi dünyâmızı. 

Kartopu oynamak, kardan adam yapmak kışa mahsus renklerdi.

Temiz karla karıştırılan pekmez târifi zor bir lezzet idi.

Kış gündüzleri dinginliğin mücessem hâle geldiği zamanlardı. Kış geceleri ise ayışığının karlarda binlerce minik yıldız hâsıl ettiği ışık cümbüşü.

Sobada yanan odunların çıtırtısı, alevlerin duvarlara aksettirdiği kızıl oynaşmalar, sobanın fırınındaki patateslerin kokusu...

Öyle birşeydi işte çocukluğumun ve gençliğimin kışları. Üşüyen ellerim ne çiseleyen yağmurdan ne de lapa lapa yağan kardan şikâyetçi olmazdı.

Hepsi uzak hâtıralar olarak kaldı.

Zaman mı geçiyor yoksa biz mi uzaklaşıyoruz zamandan bilemiyorum... Bildiğim içimizin kışının  başlamakta olduğu.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mardin

Bozyazı - Mersin

Uzun Bir Tren Yolculuğu