Kanlıdîvan (Kanlıdîvâne) Ören Yeri - Mersin

Kanlıdîvan Ören Yeri'nden görünüş

Ön bilgilendirmeler
Herhangi bir eski eseri, antik şehri veya ören yerini ziyâret etmeden önce, asgarî seviyede de olsa bilgi sâhibi olabilmek için bir ön araştırma yapılmasını harâretle tavsiye ediyorum. Ancak, aşağıda belirteceğim yanlışlıklar karşısında ön araştırma esnâsında dikkatli olmanızı, mümkünse bilgileri birkaç kaynaktan teyid etmenizin gerekli olduğu ortaya çıkıyor.Zira en güvenilir olacağını düşündüğünüz yerlerde bile öyle hatalarla karşılaşıyorsunuz ki, şaşarsınız.
Mesela ben, burayı ziyâretten önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından oluşturulan "Türkiye Kültür Portalı" adlı internet sitesinden Kanlıdîvan hakkında bilgi sâhibi olmak istedim. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/mersin/gezilecekyer/kanlidivane adresinde (en son 04.08.2024 tarhinde ziyâret edildi)  Kanlı Divane Ören Yeri - Mersin başlığı altında kocaman bir fotograf var. Şu fotograf:
Kanlı Divane Ören Yeri başlığı altında yeralan fotograf Cennet ve Cehennem çukurlarına ait! 
Burasını Fenikelilere kadar götürenler mi dersiniz, yalan yanlış kulaktan dolma bilgilerle ahkâm kesenler mi... 
Bir diğer husus da Müze Kart uygulamasıyla ilgili.
Temmuz 2024'te burayı ziyâret ettiğimde müze kartımın süresi dolmuştu. Her müze ve ören yeri girişinde müze kart alınabildiğini bildiğimden (öyle düşündüğümden) rahalıkla Ören Yerinin kapısına dayandık. Görevli, "Artık müze kartı e-devlet uygulaması üzerinden alabiliyorsunuz. Gişeden satış yok" deyince "teknoloji sevdalısı" Kültür Bakanlığımızı bir defa daha tebrik ettim. Bu arada bu işlemi "akıllı cep telefonunuz" üzerinden yapmak zorundasınız. Herkesin cep telefonu olmak zorunda mı, hadi var, internet erişimi olmak zorunda mı... Kaldı ki, internet erişimi de oldukça problemli. Bu sebeple, böyle seyahatlere çıkmadan önce müze kartınızı temin edin.
Şimdi Kanlıdîvan Ören Yeri'ne gelebiliriz.

İsimlendirme:
Bugün pek çok kaynakta bu Ören Yerinin ismi "kanlıdivane" olarak geçiyorsa da büyük sanat târihçisi Prof. Dr. Semavi EYİCE, Silifke çevresinde incelemeler :KANLIDÎVAN (=KANYTELLEIS - KANYTELIDEİS) BASİLİKALARI başlıklı makâlesinde (1) "Bugün buraya Kanlıdivane denilmektedir. Fakat biz bu adın Kanlıdîvan şeklinde olması gerektiğini sanıyoruz." demekte ve bu görüşünü şöyle gerekçelendirmektedir:
"Bu adın yerin eski adı olan Kanyteilleis veya Kanytelideis’den bozulmuş olduğu ileri sürülür. XIX. yüzyıldanberi buraya Kannidali, Kanıdivan, Kanlıdivan denilmektedir. 1946’da Türkiye'de resmen bu adda bir yerleşme yoktur (kşl. T.C. İçişleri Bakanlığı, Türkiye'de meskûn Yerler klavuzu, Ankara 1946, s. 586-587). Genellikle dağınık Türkmen aşiretlerinin yaşadığı bölgelerde, zaman zaman toplanıp toplu kararların alındığı yerlere Divan denilmektedir. Anadolu'da böyle yer adları vardır: Divan, Divanyeri, Dörtdivan, Divanbaşı, Divanevleri, Divanî, Divanımuhacir, Divanıtürk, Divanıkebir, Divanlar, Divanlı, Divansagir, Divanyanı. Biz Kanlıdivan veya Kanlıdivane adının Divan kökünden geldiğini sanıyoruz. Kanlı terimi ise ya yerin eski adı Kanytelleis’in bir hatırası, veya vaktiyle Gough'un da işaret ettiği gibi, Obruk içindeki kayaların ve harabelerin kanlı gibi kırmızı bir renkte oluşundan dolayı verilmiştir. Bunlardan birincisine ihtimal vermek yerin antik çağdaki adının çok uzun süre yaşadığına inanmak gerektiğine göre biraz zordur." (2)
Son derece akla yatkın bu gerekçeye istinâden biz de ören yerinin adının Kanlıdîvan olması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu arada, İngiliz Gertrue Bell'in 1905 yılında burada yaptığı gezinin fotografları Newcastle Üniversitesinin internet sayfasında "Gertrude Bell Archive" olarak erişime açıktır. Burada Kanlıdîvan fotograflarını incelerken bir not dikkatimi çekti: Fotografların nereye ait olduğu bilgisinin yanında şu not bulunuyordu: "Kanytelis 'Place Of Blood' According To Legend, Condemned Criminals Would Be Thrown Into The Chasm And Eaten By Wild Animals." Yâni efendim "Kanytelis 'Kan Yeri' Efsâneye göre mahkûm edilen suçlular uçuruma atılır ve vahşi hayvanlar tarafından yenirdi." Burada uçurum ile kasdolunan yer Kanlıdîvan obruğudur.

Gezi zamanı:
Daha önce de Kanlıdîvan Ören Yeri'ni gezmişliğim var. İkinci geziyi 2024 yılının Temmuz ayında yaptık. Hava sıcaklığı 35 derece, nem ise yaklaşık %70 nisbetinde idi; hissedilen sıcaklığı varın siz hesap edin. Gezmek için iyi bir zaman değildi. Gezide tek başıma olmadığım için, ilgi seviyesi benim kadar olmayanları bu sıcaklıkta daha fazla tutmanın doğru olmadığını düşünerek, Aba Mozolesi başta olmak üzere daha etraflı bir inceleme gezisi yapmak mümkün ol(a)madı. Bu vesîle ile, seyahatlerinizi gideceğiniz yerin iklim şartlarını dikkate alarak belirlemenizi tavsiye ediyorum.

Ulaşım
Kanlıdîvan Ören Yeri, Mersin şehir merkezinin yaklaşık 74 km, Erdemli İlçe merkezinin ise yaklaşık 18 km. batı tarafında yer alır. D400 Mersin - Antalya devlet yolu ile Erdemli İlçesi geçildikten sonra Kumkuyu Mahallesinden kuzeye sapan 3 km’ lik yolla ulaşılmaktadır. 

Târihçe
Kanlıdîvan, antik çağ da denilen eskiçağda Akdeniz kıyı şeridinden içlere doğru uzanan pek çok yerleşim yerinden biridir. Ortada yer alan 50 metre yarıçaplı bir obruğun ertafında yer alan çeşitli kamu yapıları, ticarî işlikler, nekropol, sarnıç ve evlerden oluşur. Kamu, günümüzde neredeyse sâdece "devlet" mânasında kullanılmakta ise de esasen, halkın kullanımına mahsus yerlerin tamamı kamu yapıları, tesisleridir. Buna göre ibâdethâneler, okullar, hanlar ve hamamlar, sarnıçlar kamu yapılarıdır.
MÖ 3. yy. dan beri Lamos (=Limonlu) ve Kalykadnos (=Göksu) arasındaki bölgenin, bugün Uzuncaburç beldesinde bulunan ve günümüze oldukça iyi durumda ulaşabilmiş olan Zeus Olbios tapınağının rahiplerinin oluşturduğu bir hanedan tarafından yönetildiği ve zamanla burada râhiplerce yönetilen Olba Krallığı adlı bir devlet kurulduğu (3) kaynaklarda belirtilmektedir. Daha sonra Seleukos ve Roma İmparatorluğunun vasalı olarak varlığını sürdüren Olba Krallığı, MS.2. yüzyılın sonralarına kadar giderek Roma İmparatorluğu içinde erimiştir.
"Helenistik Kule" olarak adlandırılan yapı - 2024

Kanlıdîvan, kurulduğu zamanlarda Olba Krallığı'nın hükümranlık sahasındaydı. Nitekim, kuzeydeki nekropolde Olba Kraliçesi Aba'nın kocası ve oğulları için yaptırdığı bir mozole vardır. Güneybatıdaki kulenin kitabesinde; "Olbalı rahip kral Tarkyaris'in oğlu Teukros tarafından Zeus için yaptırılmıştır." ibâresi mevcuttur. Bu ibâreden de anlaşılabileceği üzere Olba Kırallığının ve ahâlinin inancı -kadîm Anadolu ve Grek tanrılarının bir karışımı olarak- çok tanrılıdır. Hemen burada güneybatıdaki kuleye ilişkin olarak birkaç hususu belirtmek gerekmektedir: Birçok kaynakta bu yapı için "Helenistik Kule" isimlendirmesi kullanılmakta ise de, hangi gerekçe ile bu kule için "Helenistik" isminin kullanıldığı belli değildir. Gerçekten, kulede Helenistik mimarî bir stil bulunmadığı gibi, 1905 yılında burayı gezen Gertrude Bell bu kulenin aşağıdaki fotografını çekmiş ve ismini de "Olban Tower" -yâni Olba'ya ait kule- olarak belirtmiştir. Bu Kulede yer alan Kitabenin Grek alfabesiyle yazılmış olması da Kuleye "Helenistik" denilmesine gerekçe olmaz. Zira o zamanlarda Grek alfabesinin ve lîsanının bölge için bir nevi lingua franca olduğu açıktır.

Gertrude Bell'in 1905 yılında çektiği Olba Kulesi fotografı 
( https://gertrudebell.ncl.ac.uk/p/gb-3-1-3-1-231 )

Bugün, obruğun etrafında 4 kilisenin kalıntıları vardır.  Olba Krallığının çok tanrılı bir dine sâhip  olması ile Roma İmparatorluğunun doğu kısmının (*) imparatoru I. Konstantin'in 4 yüzyılda Hıristiyanlara özgürlük tanıması, bu yüzyılın sonunda ise Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğunun resmî dini yapılması karşısında bu dört kilisenin yapılma zamanı ile eğer 4. yüzyıldan önce yapılmışsa Hırıstiyanlığın kabûlünden önceki işlevleri hakkında düşünmek gerekmektedir. Profesör Dr. Semavi EYİCE, Kanlıdîvan  kiliselerinin IV. yüzyıl sonları ile VI. yüzyıl içleri arasında yapıldıklarına ihtimal verilebilir demektedir. (4) Ancak, EYİCE bu kabaca târihlemeyi "ihtimal" olarak belirtmektedir.

Kanlıdîvan Ören Yerinde Olba Kulesi ve Kiliselerin yeri (EYİCE'den)

Kanlıdîvan Ören Yerinde hâlen duvarları ayakta olan 4 kilisenin yerleşimi Semavi EYİCE'nin mezkûr Makalesinde yukarıda görülmektedir. "Bas" basilikanın kısaltması olup kilise mânasındadır.  Bunların arasında obruğun kuzeydoğusunda bulunan 4 numaralı kilise en iyi durumda olanıdır. Aşağıdaki fotografta görüldüğü üzere, bu Kilisenin güney cephe duvarı tamamıyla yıkılmış olsa da, batı cephesi kısmen, narteks girişi, kuzey cephe duvarı ve apsisin doğu ve kuzey kısmı ayaktadır.

4 numaralı kilisenin güneyden obruk berisinden görünümü


4 numaralı kilisenin batıdan görünümü

4 numaralı kilisenin orta nefinden görünüm

4 numaralı kilisenin kuzey nefinin kemerleri

1 ve 2 numaralı kiliseler, arkada Aba Mozolesi
Pencereleri ikiz pencere biçiminde olan kiliselerde apsis cephesi dıştan bâzı Suriye kiliselerinde da olduğu gibi diiz bir cephe halindedir. (5) Bu husus, kiliselerin mimarları hakkında bir ipucu verecek mâhiyettedir.
Kiliselerin duvarları, aşağıdaki fotografta görüldüğü üzere köşelerde kesme taş olmak üzere kaba yonu taşı ile örülmüş, duvar içi moloz taşla doldurulmuştur.
Duvarın inşâ tekniği

Kanlıdîvan'ın bulunduğu coğrafyada zeytin ağacının bolluğu burada zeytinyağı işlikleri kurulmasına sebep olmuştur. Bugün bile bu işliklerin -özellikle sert kayaya oyulmuş- yerleri mükemmelen durmaktadır.




Zeytinyağı üretim yerinden görünümler

Kanlıdâvan ören yerindki ev kalıntılarından burada pek çok insanın da yaşadığı anlaşılmaktadır. Burada yaşayan tâcirler,  dinî - idârî görevliler ve diğer insanların su ihtiyacını karşılamak üzere -diğer pek çok ilk ve ortaçağ yerleşiminde olduğu gibi- burada da sarnıç bulunmaktadır. Hâlihazırda sarnıç çukurunun üzerinde bulunan taştan kurulmuş 4 adet basık kemer sarnıç tavanının tonozlu olduğuna işâret etmektedir. Bu arada, Kanlıdîvan'da başka sarnıç olup olmadığı -diğer pek çok konu gibi- araştırılmaya muhtaçtır.



Sarnıç kalıntısı

Kanlıdîvan'da birkaç yerde nekropol bulunmaktadır. Ören yerinin kuzeyinde yer alan âbidevî Aba anıtmezârı yanında, güneybatıda yeralan Çanakçı kaya mezarları da oldukça ilginçtir. Burada, kaya yamaca oyulmuş mezar odaları vardır. Cenâzeler, mezar odalarındaki arkosolyumlara defnedilmiştir. Ayrıca kaya yamaçta, zeminin oyulmasıyla meydana getirilen hacimden faydalanılarak kabartma tekniği ile kabartma-heykeller yapılmıştır.











Çanakçı kaya mezarlarından görünümler

-------

Dipnotlar ve meraklısına notlar:

(1) EYİCE, Semavi. (2012). "Silifke Çevresinde İncelemeler: Kanlıdivan (Kanytelleis-Kanytelideis Basilikaları/ Bir Ön Çalışma)". Anadolu Araştırmaları (4)

Bu Yazıda geçen sanat târihi ile alâkalı bâzı kelîmelerin mânaları için "Sanat Târihi ile İlgili Lügâtçe" sayfasına bakabilirsiniz.

(2) EYİCE, S. agm. s.411,412.
(3) SAYAR, Mustafa H. "Olba: Tapınak Devletinden Şehir Devletine", Seleucia S:VI-2016, s.108, Mersin.
(4)  EYİCE, S. agm. s. 436
(5)  EYİCE, S. agm. s. 436
(*) Roma İmparatorluğunun MS. 235'ten itibaren içine düştüğü fetret devrinden sonra Diocletianus Roma İmparatorluğunu toparlıyor ve biri doğuda, diğer batıda ikili yönetim sistemi getiriyor. MS 476'da Batı kısmındaki idâre sona erince doğu - batı farkı kalmamış ve Roma İmparatorluğu 1453 senesine kadar "Roma devletinin geleneklerine dayanarak" (2) doğuda hüküm sürmüştür. Bu konuda geniş bilgiye ve doğudaki Roma İmparatorluğuna "Bizans" denilmesinin yalnışlığı için "Bizans mı Roma İmparatorluğu mu" başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.

(Aksi belirtilmedikçe fotograflar bize aittir)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mardin

Bozyazı - Mersin

Ankara'da "Hanlar Bölgesi"