Eski Ankara
Güncelleme: 31.05.2024 Târihi oldukça eskilere kadar giden Ankara konusunda yazılanlara ve söylenilenlere bakıldığında kafanız karışır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara'ya gelen Yakup Kadri Karaosmanoğlu Ankara için "Bir çölün ortasında bir kaya parçasından hiçbir farkı olmayan bu şehir" ve " Bu cansız, soluk ve kirli tabiat" demektedir. Geneli için bu benzetmeleri yaptıktan sonra Karaosmanoğlu şehrin sokakları için: " suyu çekilmiş bir sel yatağı gibi kuru ve ıssız duran "; binalarının duvarları için "insana her dakika fukaralığı, sefaleti, aczi söyleyen, kâh bir uyuz deve sırtı insanın üstüne yürür gibi olan; kâh, taş kesilmiş bir kâbus gibi kafaya, en ağır, en feci, en sıkıntılı rüyaları yığan çamurdan perde" ve Ankaralılar için de "bu kerpiç duvarlar arasında bir örümcek gibi yaşayanlar" benzetmesinde bulunmaktadır. 1882 târihli Ankara Salnâmesi'nde 38 armut cinsi yetiştiği bilgisine yer verilen; İmrahor Çayı, Ha