Ne Güzel Hazanlarımız Vardı
Yermeye kıyamadığımız hüzünlerimiz vardı; hazanlarda serpilen, içimizi titreten...
Yağmur çiseltisi, toprak kokusu, bin renkli yapraklar...
Elveda diyen meyvelerin bayıltan rayihası...
Gittikçe kısalan günlerde bir şeyleri yetiştirmenin, bir yerlere yetişmenin telaşı...
Uzak bir iklimden gelen soğukların akşamları hissedilen nefesi...
Yağmurun vurduğu camların ardında içilen buğusu tüten çaylar...
Nihaventden gelip hicazda eğleşen ve hüzzama doğru hicret eden şarkılar...
Hâk ile yeksan olmak üzere dallarla vedalaşan altın renkli yapraklar...
Gittikçe artan yalnızlıklar...
Velhasıl
Ne güzel hazanlarımız vardı, doya doya yaşayamadığımız...