9 Mart 2020 Pazartesi

"Yanılgı"lar - Efendi

Bilebildiğim kadarıyla otuz kırk yıldan beri "efendi" kelîmesi bir sıradanlaştırma, basitleştirme sıfatı olarak kullanılmaktadır. Gerçekten, önemli erkek şahıslar için "bey" sıfatı kullanılırken, önemsiz erkek şahıslar için efendi sıfatı tercih ediliyor. Nitekim Devlet dâirlerinde memurlar için bey, müsdahdemler için efendi hitabı kullanılmaktadır. Zaman zaman da "efendi" sıfatı tahfif maksatlı kullanılıyor ve böylece bu şekilde hitap edilen şahıs aşağılanmış oluyor. Hatta  efendi kelîmesinin kökünü bilen -veyâ bilmesi gereken- muhafazakâr kalemlerin dahi efendi sıfatını tahfif amaçlı olarak kulandıkları görülmektedir.

Peki efendi sıfatı ikinci derecede önemli veya önemsiz şahıslar için mi kullanılmalıdır? Kim beydir kim efendi? Diğer pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da "toplumsal cehaletimiz" sırıtmaktadır. Türkçe etimoloji lügâtında efendi kelîmesinin orta Yunancadaki "avtentis"ten geldiği ve "Şahıs isminden veya meslek unvanından sonra tahsilli kimse, memur, şehirli için kullanılan anma ve hitap şekli" olduğu belirtilmektedir. (Tietze, 690)

Şemseddin Sâmi'nin Kâmus-ı Türkî isimli büyük lügâtında ise efendi kelîmesi için "Ta'zim unvanı olub, başlıca okumuşlara ve ulema ile erbab-ı kaleme mahsusdur." denilmektedir. (Sâmi, 138)
 Ahmed Vefik Paşa'nın Lehce-ı Osmanî adlı eserinde ise bu kelîmenin "okuryazar kişilere, ulema mensuplarına ve şehzadelere özgü unvan" olduğu aktarılmaktadır.  (Nişanyan Sözlük)

Görüldüğü üzere efendi sıfatı ta'zim (ululama, yüceltme) maksatlı olup; tahsilli (okumuş) kimselere, âlimlere,  kalem erbabına ve nihayet şehzâdelere verilmesine bakılarak oldukça önemli bir hitap şekli olduğu su götürmez bir hakikattır. Ecdad, okumuş kesime efendi hitâbını lâyık görürken, askerî sınıftan olan ileri gelenler için "bey" sıfatını kullanmıştır.

Hâl böyle olmakla birlikte, kısmen bilmemekten kısmen de eskiye olan düşmanlıktan efendi sıfatı özünü kaybetmiş, neredeyse basit bir hakâret ifâdesine dönüşmüştür.

Diğer pek çok konuda olduğu gibi kelîme ve mefhumları kökünden, aslından uzaklaştırmak veya uzaklaştırmaya yardım edecek her teşebbüs bizi "biz" olmaktan biraz daha uzaklaştıracaktır. Lütfen özünü bilmediğiniz kelîmeleri yerli yersiz kullanmayın; behemahal kullanmak istiyorsanız aslını öğrenin. 

---
SAMİ, Şemseddin, Kâmus-ı Türkî, 7b. Çağrı Yayınları, 1996, İstanbul.
TİETZE, Andreas, Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügatı, Simurg Yayınları, 2002, İstanbul  Viyana. (1. ciltten sonraki ciltler yayınlanmamıştır)
[ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmanî, 1876]

Kebapçı Hacı Halit - Diyarbakır

  Diyarbakır Ulu Camiini ziyaretim esnasında acıkınca, etraftaki birkaç esnafa yemek yiyebileceğim iyi bir esnaf lokantası sordum ve hepsind...