Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yağmurlardan sonra

" Yağmurlardan sonra büyürmüş başak " demişti ya Diriliş şâiri, yağmurlu bir yaz gecesinde, yağmur dinip de yıldızlar bulutların arasından  göz kırpmaya başladığında, içimize yağan yağmurlardan sonra neyin büyüdüğü sorusu bir mıh gibi çakılınca aklıma, ihtimaller uç vermeye başladı... Salkım söğütlerin iç gıcıklayıcı yaprak hışırtılarının sofra bezi olduğu gece yarısı sohbet sofraları... Kalbimin, aklımın önünde koştuğu delişmen zamanlar... Sonbahara delicesine vurgun olduğum hüzünbaz yaşlarım... Siyah beyaz Türk filmlerindeki yakıcı şarkıların kalbime kıymık gibi saplandığı yıllar... Sultanıyegâh sirtonun üçüncü hânesine geçemediğim geceler... Erken ikindi vakitlerindeki kalp çarpıntılarım... İhtimallerin peşinde dönüşü olmayan yollara sapmalarım... Kimi zaman bin sebepli kimi zaman sebepsiz bitişler... Kendimden kaçışlarım... Kalbimin derinlerinde uçmaya varmış keşkelerim... Gidip de dönülemeyecek uzaklar... Seslerin duyulamayacağı mesâfeler... İçi içine sığmayan mutlar... ...

Hâdi Baba Kukla Kebap

Resim
Ankara'nın Cebeci Dörtyol semtinde bir Kukla Kebap lokântası vardı. Dörtyolda hemen Ziraat Bankası binasının arkasında mütevazı bir yerdi. Seneler içinde Cebeci Dörtyol'dan -iş ve hayat gereği- uzaklaşınca pek uğrayamaz olmuştum. Daha sonra Konya yolu üzerinde "modern" bir binada Kukla Kebap lokantası açılmıştı. Yıllar sonra bir hafta sonu gezmek üzere Hamamönü semtine gidince eski Kukla Kebap aklıma düştü, hâlâ çalışıyor mu diye bir bakmak istedim. Mâlum, bizde müesseseler pek uzun ömürlü olmazlar. Yeni nesillerce ya o iş sürdürülememiştir veya beğenilmediği için sürdürülmemiştir. Dörtyol ağzındaki Banka binası yıkılmış, oraya yeni bir inşaat başlanılmış. O civardaki birilerine pek de ümitli olmadan sordum Kukla Kebabı, biraz yukarıda olduğunu söylediler. Eski yerinden birkaç dakika daha kuzeyde Kestane Caddesi 43 numarada buldum lokantayı. İsmi, "Hâdi Baba Kukla Kebap" olmuş.    Hadi Baba Kukla Kebap lokantasının girişi Oturup "Kukla Kebap" sipar...

Sîretler ve Sûretler - Hamal Aydın

"Vay be, ne mükemmel birisi, ne çok şey biliyor!" İlk intibanız böyledir onun hakkında. Her konuda sarfedilecek sözü, her duruma uygun esprisi, her meselede ünlü bir kişiden verilecek misâli vardır. Eğer telife değil nakile değer veriyor, araştırmak yerine duyduklarınızla fikir sâhibi olmayı tercih ediyorsanız bu düşünceleriniz uzun süre değişmez. Hatta belki de hiç değişmez; zira o kişinin sarfettiği sözlerin, serdettiği fikirlerin kendisine ait olmadığını, sâdece oradan buradan derlenerek nakledildiğini anlamazsınız. Her hârikulâde sözü, -âmiyane tâbirle- yerine cuk diye oturan vecizeleri o kişinin zanneder, böylece az bilmekten neşet eden bu illüzyonun devamına çanak tutarsınız. Kendi yaşadıklarını ve öğrendiklerini beyninde harmanlayarak kendine ait telif fikir üretemeyen ve başkalarının üretimini taşıyan böylelerine "hamal aydın"dan başka ne denilebilir ki... Hamal aydın, çevresinde kendisinden daha zeki, daha becerikli, daha kâbiliyetli kimselerin olmasını ist...

Nihâvend

Pek çok kişi gibi ben de pek bir severim nihâvend makâmını. Hâfızasında bu makamdan üç beş şarkı olmayan kimse yoktur desem yeridir. Kimseye etmem şikâyet, gizli aşk bu söyleyemem derdimi, ellerim böyle boş boş mu kalacaktı, gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, hatırla ey peri o mesut geceyi, yemeni bağlamış telli başına, gönül nedir bilene gönül veresim gelir, bahar bitti güz bitti, yine bu yıl ada sensiz ... Çok sevilen ve çok bilinen nihâvend şarkılardan bâzıları. Yeri gelir gönül telinizi titretir, yeri gelir içinizi fıkır fıkır kaynatır; böyle bir makamdır nihâvend. Musiki ile tedâvi konusunda ilmî çalışmalar yapmış ve bu konuda bir kitap da yazmış olan etnomüzikolog Rahmi Oruç Güvenç, nihâvend makâmının toprak-ateş tabiatlı ve sıcak-kuru yapıda,  öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisinin fazla olduğunu;  kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkili ve kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalı olduğunu, kuvvet ve barış duyg...

Ya Bizde Olsaydı

Resim
  Ünlü Amerikalı kemancı Caroline Campbell,  İtalyan besteci Vittorio Monti'nin Csàrdàs adlı eserini çalıyordu. ( https://www.youtube.com/watch?v=vZIuT-wK0OY )  Konser, orta İtalya'da Umbria bölgesinde olduğunu öğrendiğim Assisi'deki San Francesco Bazilikasında bir noel konseri. Bazilikanın, katoliklerin hac yerlerinden birisi olduğunu da kısa bir araştırma ile öğrendim. Csàrdàs'ın icrası bitti, alkış kıyamet.. Yukarıda, bu âna ait bir kare var. Bu karede dikkatinizi çeken bir şey var mı? Yok mu? Sarı yuvarlak çizgilere dikkat. Hayır, hıristiyan ikonografisindeki hâleler değil bunlar, dikkatinizi çeksin diye ben ekledim. Aynı kareyi bir de sahne tarafından görelim. Evet.. kırmızı takkelerinden anladığınız üzere kardinaller bunlar.. En ön sırada.. Aynı konserde askerler de var. Bakın aşağıdaki resme. Omuzundaki yıldızlardan anlayacağınız üzere hem de oldukça yüksek rütbeli. Ama ilk sırada değil.  Düşündüm... hem de uzun uzun. Ya bizde olsaydı bunun benzeri bir olay di...