Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aydın, münevver, entelektüel

Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün siyaset bilimi yüksek lisans programındaki hocalarımdan Kadir Cangızbay basmakalıp "hoca"lardan oldukça farklıydı. Deneysel Amerikan sosyoloji ekolüne şiddetle karşıydı. Her bir cümlesi birer paragraf tutan ilginç makaleleri vardı. Bunlardan birisi de "aydın" hakkındaydı. Bu konuda bir iki kelâm etmek istedim. Günümüzde; aydın, entelektüel, münevver aynı anlamda kullanılan kelîmeler. Bir farkla: Kendisini, -muhafazakâr zıddı olarak- ilerici sayanlar "aydın"ı, özenti batıcılar "entelektüel"i, -pekçoğunun muhafazakârlığın ne olduğunu bilmediği- muhafazakârlar ise "münevver"i tercih ediyorlar. Kendini "konumlandırdığı" yere göre -yâni tümdengelimci bir anlayışla- fikir sâhibi olmayı ve  kelîme seçmeyi sevenlerden başka ne beklenebilir ki... Peki bu üç kelîme -aslında mefhum- birebir aynı durumu mu anlatıyor, aralarında fark var mı diye hiç düşündünüz mü? Öncelikle Nişanya...

Zaman bizden aldı bütün sırrını

Âsumanî atlasa bir ucundan safran dökdüğü saatlerde güneşin İçimin binrenkli kağıdına gözlerimle çizerdim sûretleri eskiden.. oysa tebeşirle çizilmiş bir resim gibi sûretin ... sûretin ki siyah üstüne beyaz hem ve bilmemek zehriyle müzeyyen ve hem her ân silinmek ihtimâliyle yaralı.. Varılmaz menziller gibi olsa da bilmek Seni bulmak ümîdi Ve sensin zannıyla bakdım bütün yüzlere.. Yüzler şeklini kaybederken her dönemeçde eskiden Şimdi her köşe başının yükü bir ihtimal bulmak.. İhtimâlin kapısı hep aralık olurdu eskiden ve nârin bir el silerdi “yasak” kelîmesini ân’ın lügâtinden... Zaman bizden aldı bütün sırrını .. Her nisan ipek bohçalarda rüzgar bulurdum eskiden Rüzgar ki ayandı             yüzler gibi Serindi... Gelmeyeni beklemek ihtimâli tutuşturdu da Şimdi Nemrut ateşiyle yanmakda nisan.. Sorma, bu aynı nisan mı diye değil.. Demek zaman bizden aldı bütün sırrını... B...