31 Ekim 2021 Pazar

Sîretler ve Sûretler

Beşir AYVAZOĞLU'nun bir kitabının adı "Sîretler ve Sûretler". Kitapta muhtelif şahıslar anlatılmış; sâdece sûretiyle değil sîretiyle.

Kubbealtı Lugatinde, sîret (ﺳﻴﺮﺕ) için  "Bir kimsenin ahlâkı, seciyesi, karakteri, dışa akseden davranışı. Karşıtı: SÛRET"  açıklaması; sûret için (ﺻﻮﺭﺕ) "Gözün ilk bakışta gördüğü şey, dış görünüş, şekil, biçim.", "Yüz, çehre, surat." ve  "Bir varlığın dıştan görünen, beş duyu ile bilinen yönü." açıklaması yapılıyor.

Her insan sûretiyle ve sîretiyle ayrı birer dünya olsa da, İbn-i Haldun'un Mukaddime'sinde belirtdiği üzere insanın yaşadığı yerin insan davranışları üzerinde etkileri olduğu da bir gerçektir. Ayrıca, taklid edici özelliği de dikkate alınınca insanları belirli sîret kalıplarında ele almak mümkün hâle gelir. 

İnsanlar, bir yandan hayatlarını idâme ettirmek için çabalarken bir yandan da diğer insanları -az ya da çok- gözler, belli çıkarımlar yapar ve hatta belli insan grupları tesbit eder. Sınıflandırmak, -bir problem çözme aracı olarak- insanın anlamasını kolaylaştırır ve zihnen rahat ettirir. Herne kadar her insanın ayrı birer dünya olduğuna inansam da, yukarıda belirttiğim sebeple, belirli bakımlardan insanların sîreten gruplanabileceğine de inanırım.

Sırası geldikçe sîreten grupladığım insan tiplerinden misaller vermeye çalışacağım. 

Sîretler ve sûretler serlevhalı yazıları okudukça kendinizden, arkadaşlarınızdan, tanıdıklarınızdan kesitler bulacaksınız. Maksadım, isim vermeden birisini / birilerini yermek, lekelemek ya da ululamak değil. Uçarı bir talebe olduğum için "tercübelerden ders almak" adlı ders bir kulağımdan girip diğerinden çıkıp gitti uzun zaman boyunca; taa ki darbımesel olarak  -adeta mücessemleşerek-  içimin yumuşak yerlerine batıncaya kadar. Tembel öğrenci lügâtıyla "çift dikiş" yaparak öğrendiklerimi aktarmanın zekat mesâbesinde olduğunu düşünüyorum ve 60 yılın bohçasını açıyorum.

11 Ekim 2021 Pazartesi

Hacı Şükrü - Konya

Dil ve Târih-Coğrafya Fakültesi Sanat Târihi bölümün bir hocası anlatmıştı: Alanya Kalesi kazısı için üç hoca Alanya'ya giderken, Konya'da Hacı Şükrü lokantasına uğrarlar. Anlatan hoca, 100 gram kebap istediğini söyler, diğer iki hocanın itirazı ile 150 grama çıkarır siparişini. Diğer iki hocanın birisinin 900 gram, diğerinin ise 1.100 gram kebap yediğini söyleyince hoca, "demek ki sanat târihçisi olmanın şartı iyi ve çok et yemekmiş" demiştim.
1855-1949 yılları arasında Konya'da yaşayan ve lokantaya ismini veren Hacı Şükrü Çeşmeci 1907 yılında Konya'da küçük bir binada fırın kebabı ve poğaçası ile hizmet vermeye başlamış. Hacı Şükrü  1949 yılında vefat edince hem damadı hem de yeğeni Hacı Ali Şengönül dükkanın başına geçerek işletmeyi devralmış. Hacı Ali Şengönül 53 yıl bu mesleği sürdürmüş. 
Şu an 4. kuşak Şengönülller işi sürdürüyorlar.
Evet, iyi et iyi kebap yenilen bir yerdir Hacı Şükrü lokantası. 
Tandır kebap diyenler varsa da, etlerin uzun süre fırında pişirilmesiyle hazırlanan bu kebabın adı fırın kebabıdır; ya da Konya ağzı ile furun kebabı.
Koyun eti, bir leğende kendi yağı ile fırında 5 ilâ 7 saat arasında pişirilerek hazırlanıyor fırın kebabı.
İşletmenin internet sayfasında  fırın kebabı hazırlanırken sadece ön kol ve kaburga etlerinin kullanıldığı ve "kuzu" eti kullanıldığı belirtilmektedir.
Konya Merkez'de Müneccimbaşı sokaktaki "ilk" lokantalarında tanımış ve tatmıştım bu lezzeti. Fırın kebabının yanında sâdece beyaz soğan gelirdi. Şimdi Meram'da da bir şube açmışlar. Yıllar sonra Meram şubesine gittim.






Mekân yukarıdaki fotograflarda gördüğünüz gibi. 

Gelelim yemeklere. Pidesi, yıllar önceki gibi yine kalın ve esmerce. Eti de -neredeyse- aynı lezzette; yalnız biraz daha yağlı ve biraz daha soğuk. Kebabın yanında gelen soğana şimdi yeşil biber, biraz yeşillik ve susam ezmesi de eşlik ediyor. Soğan hâricindekilere iltifat etmedim. Sâdece tadına baktığım susam ezmesini ise beğenmedim. 
Hacı Şükrü'de kebap gramla sipariş ediliyor. Gerçi son gidişimde garson "porsiyon"dan bahsetti; porsiyon 100 gram imiş. Benim gibi ete birazcık düşkünseniz, yiyeceğiniz etin hepsini birden sipariş etmeyin. Diyelim ki 300 gram kebap yemeyi düşünüyorsunuz, önce 150 gram sipariş edin, bitmeye yakın da diğer 150 gramı. böylece kebabı soğutmadan yiyebilirsiniz.
Kebap sipariş ederken yağla ilgili isteğinizi de "az yağlı, orta yağlı" gibi belirtin.
Kebabın üzerine Konya'ya mahsus sacarası tatlısından yedim. Sanki insan yaşlandıkça tad alma duygusu azalıyor.
En sonunda içtiğim kahve, oldukça bayat idi.
Fiyatlar, ortanın biraz üzerinde.
Herşeye rağmen Hacı Şükrü'ye yolunuz düşsün.








HACI ŞÜKRÜ - Merkez
Ferhuniye, A 42060, Müneccimbaşı Sk. No:20, 42080 Selçuklu/Konya

HACI ŞÜKRÜ - Meram
Yorgancı, Dutlu Cd. 5/B D:T, 42140 Meram/Konya


Kebapçı Hacı Halit - Diyarbakır

  Diyarbakır Ulu Camiini ziyaretim esnasında acıkınca, etraftaki birkaç esnafa yemek yiyebileceğim iyi bir esnaf lokantası sordum ve hepsind...