24 Ekim 2018 Çarşamba

Bu blogun ontolojik sebebi

Bâzı anlar vardır ki gördüklerinizi başkaları da görsün, duyduklarınızı başkaları da duysun, tattıklarınızı başkaları da tatsın istersiniz. Bilinmeyeni bildirmek, duyulmayanı duyurmak, tadılmayanı anlatmak için gördüklerinizin fotografını çeker, duyduklarınızı kaydeder, tattıklarınızı anlatırsınız. Kimi zaman da bunların hiçbirisini yapamaz, bir müddet sonra yapamadıklarınızın pişmanlığını duyarsınız. Hâfızanızdaki görüntüler silikleşir, duyduklarınız unutulur, tatlar silinir dilinizden. "Keşke"ler kaplar içinizi; bu keşkeleri en aza indirmenin yolu yazmak ve paylaşmaktır.

Pek çok keşkem var, daha da çoğalmasın istiyorum. Bu sebeple "yaşadıkça görülen, duyulan ve tadılanları" yazmaya karar verdim. Eskilerin dediği gibi söz uçar yazı kalır.
Gezdiğim yerleri, eski eserleri, duyduğum güzel şeyleri ve yanlışları, tattığım lezzetleri ve lezzetsizlikleri paylaşacağım burada.
Umulur ki  yazdıklarım benim keşkelerimi azaltsın, başkalarına faydalı olsun.

Kebapçı Hacı Halit - Diyarbakır

  Diyarbakır Ulu Camiini ziyaretim esnasında acıkınca, etraftaki birkaç esnafa yemek yiyebileceğim iyi bir esnaf lokantası sordum ve hepsind...