Bir küçük beyaz martının serencâmı
Girizgâh ölüdeniz girdaplarının yorgunu bir geç vakitde denize pek uzak bir kurak vâdide bir küçük martı ile tesadüf etdi geceleyin.. incecik bir daldan damlayacak yağmur damlası gibi ürkekdi martıcık; öylece durdular.. martı, elbisesi tereddüdden bir dikkatle süzüyordu adamı.. kelâmdan başka herşey sükûndu gecenin içinde ve hayâllerden başka; ölüm ânına saklanan hayâllerden.. gece sükûndu.. zifiri sükûn.. *** yorgun yollar her gece o ıssız ve kurak vâdiyi kervansaray eyledi sessizce ve isteyerek ve merakla ve o küçük martıyı görmek umudu ile... martı her gece geldi o ıssız ve kurak vâdiye ve her geçen gün anladı ki bulunduğu daldan kopmakdan korkmuyordu.. ürkekdi martıcık hâlâ, yorgun adama güvenir gibi olsa da.. zamanla adam, martının beyazrengini de gördü gecenin içinde.. sükûn gecelerinin kısa süren serencâmı ve küçük beyaz martının serencamının hikâyesidir bu.. Cihet-i târif Kalamış'ta akşamın gölgesi Salacak'da kızkulesinin ışıkları, Mısırçarşısı'nda s...